Pages

20120708

Çıkartmanın Akışkanlığı

Haritalarda aranır. Yüzyılların ötesindeki topraklar değişti. Yeni göller var. Yeni orman alanları var. Yepyeni denizler oluştu. Kutuplarda kayma var. Yumuşatılan sert kışlar var. Orman yangınlarını yenmiş insanlar var. Çöl kumu dindi. Yeşillendi her yer. Daha çıkartma olmadan önce arap yarımadasında yeşillik hakimdi. Onlar uymak zorunda kaldılar dünyanın gidişatına. Başkalarının bulduğu teknikleri kullandılar. Hiç ağaç olmayan tepeleri ağaçla donattılar. Yaşadıkları şehirleri vaha saydılar. Suladılar. Derin bahçeler yaptılar. Babiller (Babilde yaşayan azgınların haliyle günleri geçirenler. Böyle insanlarla dolu şehirler) çoğaldı. İnsanları etkilediler. Nüfuslarındaki aşırı artışla övündüler. Çok değişik mezarlıkları oldu. Her aile bir klan oldu ve kendi mezarlığının sahibi sayıldı. Övündükleri kalabalık oluşları. Aynı zamanda ölülerinin sayısı ile de kibirlendiler. Arkalarını sağlama almak için aynı tarikata girdiler. Tüm bu gidişle azgınlıkları onu beyaz bir üniformaya hapsetti. Altın sarısı ile Altın yeşili parlaklığını aldılar.
Yönlerin gücünü unutmuşlardı. 313 söylencesini önemsemediler. Okudukları halde inkar ettiler. Olmaz dediler. Yanıltıcı bilgi olduğunu düşündüler. Sonra ilk öncü göründü. Anlatıldığı gibi oldu. Şimdi asıl çıkartmaya geldi. İlk vuruşanların ardından akacak olan bir ordu var. O ordunun içinde kendisinden kat kat kat üstün bir süfyani ordusuna darbe vuracak olan saflar var. Ezip geçmek için hazırlar. Yıllarca bu gün için eğitildiler. Mehdi aralarında bulunuyor. İlk defa savaş meydanında ve saflar arasında. Kırmızı üniformalar ilk kez bu topraklarda. Mehdi nin giydiği sıradan bir S.A.F. üniforması. Aralarına karıştı. Yüreklenenler çıkartmada yer aldı. Aştıkları uzaklıklara aldırmadılar. Yüzmilyonlarca düşmanın karşı koyuşu karşısında geriye çekilmediler. O gün geriye çekilmek yoktu. Hedef iki tane oldu. İlki Süfyani liderin yönetim şehrini düşürmekti. İkincisi ise Hicazı temizlemekti. Şehrin dış surlarına vardıklarında yorgun olduklarını gördüler. Yarımadaya çıktıkları günün akşamında surlara dayanmışlardı. Bu kadar hızlı olmuştu. Surların arkasında ise beyaz üniformalar giymiş siviller bulunuyordu. Ellerine tutuşturulan silahlarla direnmeleri isteniyordu. Süfyani lider ise ağırlığı ile yeraltından hicaza gitmişti. Bunu bilmeyen süfyani yığınları hala kibirleri ile sur gerisinde duruyordu. Etrafın ormanlık ve yeşilliğine inat sur içinde fazla yeşillik yoktu. Dünya istediği için yeşillendirdikleri çöllerine inat ediyorlardı. Yaşadıkları yerde binalar da beyazdı. Beyaz dışında renk almamışlardı. Aşılmaz dedikleri sur sistemleri de beyazdı. Titreşime karşı korunaklıydı. Kendi kalkanları vardı. Yeraltından gelecek saldırıyı önlemek için alt tabakaları kabuk yapmışlardı. Kendilerini böylece ana şehre kitlediler. Kuşatıldıklarını gördüler. Dışarıda bulunan milyonlarca süfyani askerinin ne olduğunu merak ettiler. Onlarla irtibat kuramadılar. Bilmiyorlardı. Onların ezildiğini ve yittiğini görmüyorlardı. Yanıltıldıklarını düşündüler. Savaşın dışarıda devam ettiğini sandılar. Kuşatıldıklarını seyrettiler. Kuşatanlar ise sadece ince bir saf tuttular. Bu onlara yetti. Korkmalarına yetti. Kibirleriyle korktular. Ama yine de ellerinde silahları tuttular. Kuşatan WembArmy sabit kaldı. İlk hedefin işini bitirmişlerdi ve surlardan çıkacak olana karşı vurucu güç kullanacaklardı. İkinci hedefe akanlar ise en önden uçanlar oldu. Aralarına Mehdi de katıldı kendi aracı ile. Onun Mehdi olarak o üniformanın içinde olduğunu çok azı hariç hiçbir S.A.F. askeri bilmiyordu. Kimliğini hicaza girince açıklayacak ve orada Süfyani liderini teslim olmaya zorlayacaktı.

Süfyani ekibiyle birlikte savaşa haram sayılmış topraklara kadar girdi. Hicazın eskileri bunu kabullenmediler ama can korkusu ile sessiz kaldılar. Artık savaşın son ayına girilmişti. Ay son kez yeni ay oldu. Yeraltından çıkan o son süfyani yığını, haram bölgeye dağıldı. Haram bölgede yaşayan sivillere yerli yersiz şiddet uyguladı. Bir kısmının eline silah verdi bölge sınırlarını korusunlar diye. Yer altı sistemini kapattı takip edilmemek için. Uzaklardaki yedek alaylardan destek istedi. Afrikadan, Uzak asyadan gelmesini beklediği destek alayları ile savaşa devam edecekti. En sonunda Kabeyi gören bir yere kadar geldi. Üzerindeki beyaz üniformada yaldızlar vardı. Parlıyordu. Kibirliydi. Hala kibrini koruyan bir zalimdi. Yanında kendinden daha zalim bir vezir de vardı. Akrabası saydığı dışındaki komuta bölüğü hariç kimseye güvenmiyordu. Paranoya yaşadı. Her gördüğünü hain saydı. Bir kısmının idamını istedi o son gününde. Kendisinin bile inanmadığı yalanlar söyledi. Kuşatılmış bulunan ana şehrin son süfyani askerlerine direnin dedi. Destek geliyor dedi. Bu bir taktik dedi. Kuzeyde haber alan alaylarına sakın geri çekilmeyin dedi. Savaşı kazanıyoruz dedi. Son çabalar bunlar dedi. Yüz ifadesi çok değişti. Kıpkırmızı kesildi suratı. Suratını sakladı. Vezirini çağırdı. Ona emirler verdi. Emirler yerine gelmedi. Çünkü Mehdi kimliğini açıklayarak hicaza vermişti. Yanında binlerce WembArmy destekçisi askeri vardı. Hicazın insanları tarafsızlığını ilan etmek zorunda kaldılar. Artık bu savaşın bitmesini istiyorlardı.

Hicazda bekleşenler arasında gizli bir aile var. Bu ailenin tüm fertleri gizli hanif. İmanlarını içlerinde tutuyorlar. Bazıları zorunlu olarak Süfyanilerin beyaz üniformasını giydi. Ama masumlar. Zulme meyilli olmadılar. O ailenin fertlerinde iz var. Onları bakışlarından tanırsın. Mehdi ve en yakın korumaları hicaza girdiğinde bu aile gizli imanını açık eder. Henüz süfyani lideri intihar etmemişken açık olarak ilan eder. Mehdinin mehdiliğini kabul eden ilk hicazlı aile olurlar. Bu kabulde acizlik değil samimiyet vardır. Kucakladıkları kırmızı üniformalılara karşı da samimi oldular. Onların geni farklı. Çok uzun zaman önce kuzeyden getirilen Kafkas kökenli bir ailedir. O aileye kim girdiyse evlilik yoluyla temizlendi. Genlerinde gizledikleri sadakat ile beğenildiler. Tüm SaHami devletleri bu aileden fertleri istediler yönetimlerine. Vergi toplayıcısı oldular. Topladıklarını sadakatle aldılar. Ancak son Süfyani ailesi ele geçirdiğinde yönetimi görevden geri durdular. İçlerine kapandılar. İbadete daldılar. Yeraltındaki mabedlerine indiler. Sadece izlemekle yetindiler. Genç üyeler mecbur kaldılar kuzeye WembArmy ile savaşmaya. Ama gönülleri bambaşkaydı onların. Dünyada ve Kolonilerde böyle aileler ve fertleri var. Bunları alıp yeniden dünyaya kazandırmak ve el üstünde tutmak işi ele alanların görevi olsun. Kuran Ayetleri arasında kaybolmadan gidebilen yuvalar tehlikeli sularda boğulmaktan korunur.