(Anlatılmayacaktır!)
Oradan beklenen misafir var.
(Anlatsam kıyamet mi kopar? Şahit olmuş yolcu anlatıyor ya! Elçiye yasaklı, öyle mi? İşini bilen bir Melek bu merkeze fazla yaklaşmaz. … Tamam kızma. Sustum.)
Yani:
WalHalla berzah, yeşil nokta. Tam ortada ya. İçi boş duranın aslı dolu. Mutlak soğuk yenik düştü. Meleklerin gözü kaldı. Renginden anladı kör olduğunu. Görmek için yalvardı. İşte açılıyor. Kelimeler yerini buluyor. Anlatımda zorluk yok. Anlamada çaba var. Zorlayan duvarı aştı. Kalbin içine giren kan mı? Tertemiz olursa yol bulur. Övünmesi boşuna mı? Ört üstünü, ört der. Hedronik aşık! Gizler aşkını. Onun gönlüne giren ne? Sınırları zorladı. Bahçede dolandınsa gözün görmez olur. Kapıya dokunduysan sesin duyulur. Laf taşırsın içine. Hayret duyar, içerideki putlar. Kabe, siyah değil! Cennet siyah değil. Görmeyi bil. Hedronik, dünya ömrünü yaşarken bak neler oldu. Şaş. Ortada WalHalla yokken bak neler geldi başına. Çocukların oyun oynadığı bir dere kenarı. Balıklar yukarıya göç ediyor. Açların gözü suyun içinde. O çocuk başkaydı. Tokluğuna kavuşmadan su kıyısına varmazdı. Midesi dolu iken balık sevdasına düşmezdi. Tatlı su içerdi. Severdi. Sevilmek için balıklara yardım etti. Bir gün eliyle tuttu. Doğuma giden balık elinde! Koşmadı. Yürüdü. Ne bilirdi o masumlar, balıkların içinde yumurtalar olduğunu. Doğduğu gün işaretlenenlerin bütün yaşamları takip edilir. İz peşinde dolanıyor. Meleklerin gözyaşları var mı? Hedronik gözyaşı döktü. Tuzlu su içilmedi. Balık elinde yukarıya gitti. Balık dinlendi. Göz yoruldu. Elinden kaydı, sığı suyu buldu. Gerisin geri hizmet etti. Acı suya döndü. WalHalla’hın gözyaşları var. Cildi var. Gözleri var. Kokunu alır. İçini bildiğini bil. Eğer bir işaretli olsaydın ne yapardın? Eğer bir hibe çocuk(OwToy) olsaydın ne yapardın? Geleceğe secde ettim. Alnım temas halinde. Aklım, gönlüme sığındı. Hala inanmıyor bildiğine. Son nefese secde ettim. Korkum yüksel. Sevgimi kısıtlama. Hala emin değil. Mahşerin delik tek noktası. İçine dilediği sığıyor. Burada zaman artısı tadılır. Semadan tek damla bu noktaya. Her insan yükselmek istiyor. Bedelini yaşamında takdir edeni bul. Sönder ateşini. Dinle kendini. Ha’nın sesi duyulur. İzin ver. Kuşatsın o melek seni. Sen, korunmadan yükselemezsin. İnan. Parlar. Saman. Yeşil. "bana gereken seninle" "sen içi boştun, göldün sen, içine doluluk verdik, içine hasretiz, ilkeliyiz"
İçAktarım
Mekanda farkında olmadan fark edilen
Burada doğmasına izin verilenler çok özel insanlar. Dışarıdan seçilerek geçici süre için gelenlerin aksine burada doğmasına izin verilenler, hiçbir konfederasyona bağlı değil! Doğrudan WalHalla’hın malıdır. (Ne kadar doğru? Anne babaları yok! Geçmişleri silinmiş kayıtlarda. Hedronik bile bu kayıtları açıklamamak üzere kendini şartlandırmış.)
Olamaz! Hiçbir insan konfederasyon dışında sayılamaz! Doğrudan WalHalla’ha bağlanan bir insan olamaz! Dilim dışına çıkılamaz. Ortam bozulur. Kendini bir dil birliğinde bulamayan, yabancı olur. İçten içe uzaklaşır. Dışlanmış olur. (Geçmiş kayıtlarını bilmeden bağlandığı dilimde daha büyük sorun çıkarır. Dışlanmış oluşu ile kendini kaybeder. Sevgi tohumu karaya çalar. Hırsız olur.)
Mekana sahip çıkan insan! Hedronik bir araç! Tek başına çözemez. Çözümü önünüze koyar. Mekanı korur. Mekan dışını bilemez. İnsanların içinden geçen onun için sırdır. Kimyasal değişim ile anladıkları sınırlıdır. Mekanın ufak anahtarlarını dağıtırken bir gün hata yapacağını bilir. (Kim hata yapmamış ki?!)