Pages

20120705

4 S.A.F. 2R

 (Görev yeri: Ay Tatbikat Birimi,  Adı: Halit) Nik: ElitAn

Ay’ı uzaktan görene soğuk hissi verebilir. Ama içinde yaşamaya alışmış olan nesiller onu çok sevdi. Ay’a dışarıdan gelen biri için alışma dönemi yılı bulabiliyor. ElitAn bunlardan biri. Tatbikat Yerleşkesinde tutulduğu ilk aylarda alışmakta zorlanmaktan kaynaklanan davranış bozukluğu yaşadı. Onun mutsuz görüntü çizmesi önce koparıldığı dünyaya geri gönderme yönünde oldu. Sonradan bundan vazgeçildi. Çünkü ElitAn bunu tecrübe etmede kararlı çıktı. Geri dönmeyi gururuna yediremezdi. Yapamadı denmesini istemezdi. Sabırla bekledi. Alışmaya çalıştı. Yerçekimi farkına alıştı. Yerleşkede yerçekimi birebirdi. Ama tatbikat birimi farklı yerçekimlerini deneylemek üzere kurulmuştu. Özellikle uzayda ve kolonilerde bulunan askeri birimlere geçiş yapan S.A.F. ların burada geçiş dönemi yaşaması istenmekteydi. ElitAn ise burada kalıcı görev ile bulunuyordu. Görevi, gelenleri birkaç ay kaldıkları dönemde desteklemekti. Bölüğü, yeni gelen geçici bölükleri eğitim dışı konularda desteklerdi. Aynı zamanda tatbikat sahasının güvenliğini sağlayan bir bölükteydi. İki yönlü görev almışlardı. Bölük içinde ortama alışmakta en çok zorlanan ElitAn olmuştu. Doğup büyüdüğü Akdeniz havzasındaki ortamı özlüyordu. Dünyaya her baktığında bir zamanlar bulunduğu coğrafyayı arıyordu. ElitAn, uzun süre Ay görevinde kalamayacaktı. Ondan beklenen üç yıllık görevi başarı ile yerine getirse de içinde hep dünya özlemi kalmıştı. Bunu tespit etmek gözlemci aparatların işiydi. Tüm askerlerin davranışlarını analiz eden ve MerKom ana bilgisayarına geçen ufacık aparatlardan kendini gizleyemezdi. (Gizlemek çok özel bir yeteneği gerektirir. Bu yetenekteki askerler, tespit edildiği anda geriye alınırdı. Yeraltında tutulurlardı. Örtü yeteneklerini negatif kullandıkları tespit edildiğinde ise Ordu dışı sayılırlardı. Pozitif kullanıcıları ise paranormal deneyler bekliyordu.) ElitAn subay olmayı hiç istememişti. Onun işi basit ve sıradan olmalıydı. Üst rütbeler taşıyarak aşırı sorumluluk almak yerine bildiği işi tam yapmayı istiyordu. Bölük içinde kaybolmayı seviyordu. Ay’ın garip gelen havasını yaşıyordu. Henüz çok gençti. Yirmili yaşlarındaydı. Ay nüfusunu inceleme şansını yakalamıştı. Ay yerleşikleri kapı komşusu hatta bağlı oldukları dünya yerleşiklerine oranla biraz farklılaşmışlardı. İlk gelen nesillerdeki dünya özlemi gitmiş ve ayı sahiplenme içgüdüsü yerleşmişti. Ayı çok sever olmuşlardı. Ayın soğuk gelen görüntüsü onlara sıcak gelmişti. Yeşil alanları yüzeyin altında tutulmuştu. Ayın zengin madenlerini işleyen ilk kuşak maden uzmanlarının evlatları makropol düzeyinde yerleşke kurma başarısını yakalamışlardı. Yasa gereğince aya yerleşmek için önceki yerleşiklerin izni gerekiyordu. Ve izin veren konsey, yeni yerleşikleri almada pek istekli davranmıyordu. Sadece askeri yerleşkelerde bir serbesti vardı. Burada gelip giden çoktu. Uzak kolonilerden getirilenler ve uzak kolonilere gitmek üzere hazırlananlar buradaydı. Sivillerin, askerlere bakışları ise aşırı olmasa da mesafeliydi. Zorunlu askerlik hizmeti içinde, hiçbir KonFed e bağlı olmayanlar WalHalla bünyesinde değerlendiriliyordu. Onların bir KonFed e bağlanması gereği vurgulanıyordu. Bağımsız sayılmak isteyenler ise azınlık statüsüne alınarak WalHalla görevi ile dilerlerse Ay yüzeyinde ve istekli olurlarsa kalıcı modu ile yapay uydularda göreve alınıyordu. KonFed e bağlı olanlar ise yaşadıkları ay yerleşkelerine yakın askeri birimlere alınarak eğitiliyordu. Sonrasında ayrıma tabi tutulan bu gençler uygun görülen yerlere gönderiliyordu. Kısa süren zorunlu askerli sürecinde Ay yerleşiklerinden çok çok azında askeri uzmanlık isteği görüldü. Bunun nedeni elbette genetik sayıldı. Kuşaktan kuşağa üretim uzmanlığında kalmış olan aileler içinden bir asker uzman çıkmasını beklemiyordu. Bu yüzden Ay yerleşiği sayılıp da askeri uzman olanlar MerKom içinde çok başarılı oluyorlardı. Çünkü onlar Dünyayı atmosfer dışından korumak üzere kendi istekleri ile uzak sınır görevlerine gidiyorlardı. Dünya özlemlerinin az olması onları uzun yıllar sınır görevinde tutabiliyordu. Üstelik işlerini severek yapabiliyorlardı. ElitAn bunu gördü. Ama dünya özlemini yenmek için dünyadan uzakta büyümüş olmanın gerektiğini anladı. O dünyada büyümüştü. Dünyadan kopamazdı. Gidebileceği en uzak yere Ay’a gelmişti. Buradan WalHalla uydusunu izleme zevki dışında bir ayrıcalık göremedi. Görevinin gereğini yerine getirmiş olması onu yeterince mutlu edemedi. ;Dünyaya dönme günü geldiğinde ise bindiği gemide gülücükler dağıtıyordu. Evine dönme neşesi ile komik şakalar yapıyordu. Bölükte onun gibi düşünenler ise ona bir sürpriz hazırlamıştı.