1.Army: Ankara
Anadolu/Balkan/Toroslar/Karadeniz : TESLİM (Kayıp oranı:%20)
Teslim olmayı kabul etmeyen S.A.F. ağırlıklı birimler garnizon/kolorkom/orkom üslerini tamamen terk ederler ve kuzeye çekilirler. Teslim olma niyetindeki üniformalılar ise kıyafetlerini bırakarak sivil kimlikleri ile süfyani güçlerinin ilk dalgasına boyun eğerler. Boyun eğenlerin bir bölümü yıllar sonra esaret altında pişman olacak ve konuşmadıkları için şehit edileceklerdir. Kuzeye çekilenler ise 1.Army logosunu üniformalarında taşıyarak mücadeleye girişeceklerdir. Batı Anadolu, İstanbul, Balkan bölgesi Süfyan idaresine savaşılmadan teslim edildiğinden bölgede bir katliam yapılmaz. Ancak bu diğer Fed lere bir makyaj hareketidir. Esir alınarak aşağıya indirilenlere ağır işkenceler yapılmıştır. WembArmy’nin planlarını öğrenme uğruna bilgisi olmayan üstsubaylar teslim olduklarına pişman olmuşlardır. Ancak yaşattıkları utancı silememişlerdir. İstanbul, teslim oluşa sevinmiş ve süfyanileri korunakları kale gibi pol yerleşkelerine almışlardır. İçeride beslenen süfyani zihniyetli kitle ise ellerine verilecek silah ile WembArmy üyesi avına çıkmışlardır. Kuzeye çekilmekte geç kalmış kimi askeri birimler ağırlıkları ile düşürülmüş ve içte beslenenler yüzlerini göstermişlerdir. Balkanlardan kuzeye, özellikle slav bölgesine hızlı bir göç olmuştur. 1.Army’nin %20si canından olmuştur. İhanet eden kimi üstsubayları ise süfyani üniforması giymişler, 1.Army’nin gizli dayanak noktalarını ve yığınlarını kendi elleri ile göstermişlerdir. Toroslarda direnme sevdasına düşmüş ufak gruplar ise birkaç ay süren kuşatma hareketi ile imha edilmiştir. Bu gruplar kuzeye çıkma imkanı bulamamış S.A.F. kuvvet ağırlıklarıdır. İçlerine teslim olmaktansa savaşarak ölmeyi tercih eden A.F. askerleri de karışmıştır. Lejyonlar ise kurnaz davranmıştır. Onların bir kısmı teslim kararını duyduklarında tüm silahlarını bırakarak sivil kimlikle batıya yönelmişler ve oradan kuzeye çıkmışlardır. Bir kısmı ise dünyayı terk ederek savaş dışı kalmayı istemişlerdir. Dünya dışına çıkışları ve yaşadıklarını anlatışları ile istemeden ay ve koloni yerleşkelerinde bulunan öngençlere birkaç yıl sonrasında gönüllü WembArmy üyesi olma yolunu açmışlardır. Gittikleri her yerde suçlanacak olmaları nedeniyle pişmanlık içinde yaşamları son bulacaktır. Ancak A.F. ve S.A.F. subaylarından teslim olanlar, savaş sonunda yargılanacaklardır. Kayıtlarına bakılarak derece derece ceza alacaklardır. Hiçbiri idam edilmeyecektir. Casusluk yaparak bilgileri süfyanilere aktaranlar ise idam kararına tabi olacaklardır. Özellikle o üstsubay 1.Army’nin çökmesine neden olduğundan sağ ele geçirildiğinde idama konu olan bir yargı sürecine alınacaktır. WembArmy mensubu bir subay esir olma niyetiyle teslim olduğunda bildiklerini işkence altında anlatabilir. Ama asla istekle gizli yerleri-bilgileri gösteremez. İstanbul’u korumakla görevli Amazon birimleri baskı altında kaldıklarından şehir savaşmadan süfyanilere teslim olacak. Bazı şehirlerde kısmi direniş gözlenecek ancak uzun sürmeyecek. Kalıcı Amazon askerleri zaman kaybetmeden, teslim olma yanlısı şehir yönetimini terk etmeli ve hızla kuzeye yönelmelidir. Şehirde kalmak istemeyen yerleşikleri ise yeraltı tünelleri ile aynı hızda tarafsız bölgelere aktarmalıdır. 1.Army ilk saldırı sırasında kayıp verecek, sonra yaşadığı şaşkınlık ile hemen teslim olacak. Korkuya kapılan üst lider kadro inancını kaybedecek ve paniğe kapılarak yanlış emirler verecektir. MerKom’un kademeli savunma ve kontrollü geriye çekilme taktiğini önemsemeden can kaybını engelleme amaçlı tam teslimiyeti seçeceklerdir. Hata yaptıklarını ise esaret yıllarında fazlası ile algılayacaklardır. Onların holovizyonlarda yaptıkları ilk konuşmalarda mutlu görüntü çizmeleri ise unutulmayacaktır. 1.Army’nin merkezi Ankara havzasında. Ankara kanton sahasında pasif direniş var. Göç etmeyi istemeyen ve kalarak sessizliğe bürünen bir kitle var. Süfyaniler onları devşirme telaşında. Barış yolu ile kazanarak diğer bölgeleri kolayca düşürme isteğindeler.
2.Army: Bakü
Kafkaslar/Doğu KaradenizAnadolu/Hazar: KUŞATILMA (%90)
Teslim olmaktansa ölmeyi tercih eden üstsubayların liderliğinde WembArmy alayları süfyanilerle mücadele ettiler. Kademeli geri çekilmeyi uygulamaya çalışırlar. Ancak ağır kayıplar vermeye başladılar. Özellikle Kafkas zirvelerinde ve doğu Karadeniz yayla hatlarında kuşatılmış parçalı alanlarda iyi bir savunma sistemi kurmayı başarırlar. Yer altı tünelleri ile desteklenme imkanı bulan savunma adaları savaşın sonuna kadar ayakta kalacaklardır. Bedeli ise ağır kayıplardır. Kafkas insanına özgü inatçılık budur. Merkom’un kademeli geriye çekilme taktiğini uygulamak yerine kuşatılma riskini göze alarak cephe tutmayı istediler. Başaramayanlar çöktü. Başaramayacaklarını anlayanlar ise kuşatılmayı istedi. Çok azı kuzeye yönelerek çekilmeyi tercih etti. Kuzeye ulaşanlar ise 2.Army logosunu bıraktılar. Çünkü bu logo hala mücadele eden kuşatılmış savunma adalarında kullanılıyordu. Kuzeye ulaşanlar ellerindeki silahları bıraktılar ve kendi ordularına sivil görevle destek malzemesi gönderme sevdasına düştüler. Bazıları yer altı tünelleri ile savaşma hakkını elde etmek için geri dönecekti. Süfyani ağırlıklarının kuşatma amacıyla aşağıda tutulmasını sağladılar. Bilmeden faydaları oldu. Kuzeye çıkacak süfyani alaylarını ön hatlarda yıprattılar. Ezemedikleri savunma adalarını düşünerek kuzeye çıkan bazı süfyani alayları tuzağa düşme korkusu ile yavaşladı. Zaman kazandırdılar. Verdikleri aşırı can kaybı nedeniyle şaşkınlıkla izlendiler. Her iki taraf da bu direnişin uzamasından ötürü yorgun düştü. 2.yılın sonunda savunma adalarındaki hatlar sabitleşti ve süfyaniler kuşatmada tuturak yıldırmayı seçtiler. Bu onların yorgunluklarını biraz giderdi. Kuzeye çıkanş süfyaniler ise yolları üzerindeki bu alanları görerek düşünceye daldılar. Hazar deniz yolu ile kuzeye yönelen süfyani alaylarına kurulan tuzaklar ise korkutmaya yetti. Korka korka ilerler oldu o süfyaniler. Ganimet buldukça kontrolden çıktılar. Bunu bilen 2.Army, iyi tuzaklar hazırladı. Yaşadıkları ağır kaybın misli fazlasını düşmana yaşattılar. Ancak 1.Army’nin teslim oluşu ile planları işlerlik kazanamadı ve kuşatılmak zorunda kaldılar. 1.Army’e yönelmiş süfyani birimlerini kendi üzerlerine çektiler ve hatları kırıldı. Kırılmayanlar yuvarlandılar ve örtünün altında tutuldular. Kuşatılan alanlara gönüllü olarak aktarılan ve WembArmy üniformasını yeni giymiş gençlerin %50si kaybedilecektir. Bunu bildikleri halde yola çıkanlar oldu. Kullanılan gizli bir teknoloji ile asker aktarımı sağlanmıştı. Yer altı tünelleri hem somut hem soyut çalıştı. Somutları normal askerler, soyutları ise özel askerler kullandı.
3.Army: Türkistan
Orta Asya: KATLİAM (Kayıp oranı:%100)
Türkistan başkentine yapılan çok kalabalık süfyani saldırısı ile 3.Army çöktü. Kuzeye kademeli çekilmeyi başaramadılar. Hata, yerleşik sivillerin kuzeye göç etmeye istekli görünmemeleri oldu. Savaşın ilk aylarında verilen iyi mücadelede süfyani güçleri yıpratılmıştı. Ancak kayıpları gören süfyaniler düşen şehirlerde yaşayanlara acımadı. Onları kadın çocuk ayırımı yapmadan katlettiler. Esir alınmayan bir kitle savaşı yaşandı. Türkistan şehri düştü. Yer altı alanlarında ise direniş sürdü. Zamanında kuzeye çekilmeyi akleden az sayıdaki sivil kurtulmayı başardı. WembArmy mensupları ise aşırı yığın halinde saldıran süfyaniler karşısında tutunamadılar. 4.Army’nin otonom savunma hattında kalma kararı nedeniyle savunmaları çöktü. Ural dağlarının en güney uzantısına kadar kontrolsüz geriye çekiliş oldu. Kademe yaşanmadığından geride kalan kimi alaylar kuşatılarak imha edildi. O katliamdan çıkan çok çok az sayıdaki 3.Army mensubu ise faydalı olmadı. Üniformalarını bıraktılar ve tedaviye alındılar. Onlar sivillerin yok edilişini kaldıramadılar. 4.Army destek vermeme konusunda otonom karar almıştı. Çünkü onların amacı Süfyanilerin kuzeye çıkmalarını sağlamaktı. Doğu hattını tutma görevi nedeniyle, 3.Army’e destek alayları göndererek kendilerini tehlikeye atmak istemediler. Savaş sonunda bu kararları haklı görüldü. 3.Army hatayı kendisi yapmıştı. Sivilleri zamanında boşaltamamışlardı. Tuzak kuramamışlardı. Şehirler kuşatıldıklarında doğru kararla hareket edememişlerdi. 1.Army’nin başına gelenlerin kendi başlarına da geleceğini zanneden kimi askerler ise gevşek tutumları ile savunmada direnç gösterememişlerdi. MerKom bu aşamada kararsız kaldı. 3.Army sivilleri bırakarak kuzeye çıkmayı istememişti. Sivillerde kuzeyi istememişti. Bu ikilem içinde kavrularak imha edildiler. İçlerinde hainler bulunuyordu. SlavArmy’nin kuzeyde bekleyen sınır alayları ise çöken 3.Army’nin artıklarını alarak güçlü bir savunma hattı kurmak istedi. Onlar da başarılı olamayacak ve hatta tutunamayacaklardı. 3.Army’den sağ kalanlar yer altına çekilecek ve dişli bir mücadele vereceklerdi. Neredeyse %100 ü bu uğurda can vermiş ordu mensupları orta asya havzasını alttan tutacaklardı. Sınırlı destek almaları nedeniyle, Kafkas 2.Army’si kadar şanslı olmayacaklardı. Türkistan başkentinin altındaki askeri birimi elinde tutan ana karargah görünümündeki askeri yapıya kat kat inen süfyaniler kurulu tuzaklar ile ağır kayıp vermeye başladıklarından 2.yıl civarında aşağı katlara inmekten vazgeçerek kapıları mühürleyeceklerdir. Yer altı tünel desteklerini delmek için teknik deneyecek olan süfyanileri daha altta yapılmış gizli tüneller şaşırtacaktır. 5.Army logosu taşıyan kimi WembArmy üniformalı gençlerin ölü bedenleri ile karşılaştıklarında verdikleri mücadelenin ne denli zor geçeceğini anlayacaklardır. Artık 3.Army tükenmiş ve aynı alanları 5.Army’den gelen gönüllüler doldurmuştur. Son kalan3.Army mensupları ise en ön hatlarda vuruşmaktan vazgeçmemişlerdir. Yer altı direnişinin çökmesini engelleyen ise 5.Army’nin otonom destek kararı olmuştur. Bütün büyük pol yerleşkelerin altlarında çok iyi kurulmuş tuzaklı direniş katmanları oluşturmuşlardır.
4.Army: Ulan Batur
Uygur/Çin Hui/Moğol: SAVUNMA hattı (Kayıp oranı:%70)
Ağır kayıpların yaşandığı aylarda 3.Army’i savunma hattından seyretmek zorunda kalmış ordu. İçleri depreşti. Ama destek olarak gitmek yerine otonom kararla hatları korumayı istediler. Üstsubayları yaşanacak felaketi gördü ve kendi alanlarını korumaya aldı. İçinde bulundurduğu Merkom’un güvenliği için katı bir savunma sistemi oluşturdular. Ordu mensupları sert duvarlar silsilesi kurarak süfyani akınını kuzeye savdı. Kuzeydoğuya açılmalarını, Merkom üzerine gelmelerini engellediler. Hedeflerini kuzeye yönelten süfyani alaylarını hat üzerinden izlemek zorunda kaldılar. Kuzeyde tutulan WembArmy hatlarının kırılganlığını gördüler. Taktik gereği yaşatılan bu durumu üzerine basa basa durumu anlamayan subaylarına anlattılar. Savunma hatları dağların eteklerinden başlatıldı. Dağ içinde uzanan düzenek ile tuzaklanmış olası noktalar izlemeye alındı. Gölü çevreleyen zirveler korundu. Süfyani araçlarının hızlı hareketleri bu alanda kısıtlandı. Tuzaklandıklarını gördükçe kayıp verdi düşman. Böylece isteksiz davrandıkları kuzeydoğu taarruzunu askıya aldılar ve istendiği gibi kuzeye yöneldiler. Kuzeyin özellikle zayıf bırakılmış olduğunu gören her iki taraf savaşırken anlamsızlaştı. Duvara ara ara çarpan süfyani birimlerin kayıp vermeleri ve verdirmeleri gözlendi. 4.Army kesinlikle destek alayı göndermedi diğer ordulara. Tutunmaktan başka çaresi olmayan gibi davrandı. Bir yerde gedik açıldı. Aya varmadan panik atlatıldı. Panik geçince gedik kapandı. Eski hatlar geri kazanıldı. En ağır kayıplar bu süreçte yaşandı. Süfyanilerin verdiği kayıp kadar kayıp böylece verilmiş oldu.
5.Army: Harbin
Mançur/Kore: DESTEK+TAARRUZ (Kayıp oranı: %70)
Otonom kararıyla kendilerini ateşe attılar. Bitip tükenmek üzere olan 3.Army yer altı direnişine 2.yıl sonunda destek kararı çıktı. Normal misyonu; 4.Army hatlarını tutamaması halinde destek olmak ve geri çekilimi kontrol etmekti. MerKom’u aşarak yer altından sürekli alay aktarımı yaptı. Derin tünelleri kullanarak özellikle Türkistan Başkentinin yer altı unsurlarına tam destek verdi. Yaşadığı ağır kayıpların neredeyse tamamı güneşin görülmediği yer altı havzalarında oldu. Tünel içinde ve ağızlarında yaşadığı çetin çarpışmalarda omurgasına kadar kayıp yaşadı. Savaşın son yılında zafer ilan edilmek üzere iken bile yeraltında çetin mücadelesine devam etti. 5.Army logosu taşıyan askerlerin süfyanilerce gözlenmesi, düşmanın kolay bir zafer umudunu aldı götürdü. Kuzeye yönelmiş süfyani birimleri orta asyadaki yer altı savaşından endişe duydular ve arkalarında sağlama alınmamış direniş alanları olduğu için kuzeye gidişlerinde isteksiz davranmışlardı. Kuzey denizini görebilmiş az sayıdaki süfyani alayı arkalarında bıraktıkları kayıplar ve güvensiz geri hatlar nedeniyle denize dokunamamışlardı. Merkom’un Pasifik kıyılarında tuttuğu doğrudan merkeze bağlı yedekleri hiçbir koşulda destek amacıyla kullanılmayacaktı. Bunu bildikleri için 5.Army üstsubayları, subaylarının ve askerlerin onayını alarak destek kararını çıkarttı. Olası kayıpları oransal olarak önceden kestirdiler ve bu bilgiyi can verecek olan ordu mensuplarına ilettiler. Az sayıdaki isteksiz bakış dışında savaş atmosferinde gönülsüz alay çıkmadı. Ölmek için değil, zaman kazandırmak için gittiklerini bildiler. Savaş sonunda TuranArmy’nin sembolik Sancağına 5.Army logosu işlenecekti. Çünkü ilk 5.Army kayıpları süfyani holovizyonlarında gösterildiğinde direnişin çöktüğünü zanneden tarafsız KonFed orduları şaşıracaktı. Süfyanilerin sivil gözlemcileri ise savaşın son yılında artık zaferden emin olmayan açıklamalar yapacaktı. Böylece kuzeyde tutunan ileri hat süfyani birimlerinin cesareti kırılacak, kaybetme korkusunu alacaklardı. Bitmiş gözüyle baktıkları WembArmy kuvvetlerinin Ana üslerinin hiçbirine dokunamamışlardı. Bunu başarmada 5.Army’nin otonom kararı etkili olmuştu. A.F. alaylarının S.A.F. zihniyeti ile savaşın içinde bulunmaları ordunun kırıcı gücünü arttırmıştı. İnancı gereği bu mücadeleye başta sıcak bakmayan kimi ordu askerleri, geçen yılları ve süfyanilerin yaşattıklarını gördükçe direnişe sarıldı. Savaş sırasında ihanet eden mensuplar kadar imana gelerek savaşan mensuplar da bulundu. Bunun Konfedler arası bir savaştan çok Kuran içinde izi gösterilmiş ve zafer kazananların kutsandığı bir savaş olduğunu anladılar. Kaybetmek üzere olan süfyani kimi toy askerlerin yanlışlarını görmeleri oldu. Amazonların yüzlerindeki gülümseyen sert umursamazlıklarını gördü bu süfyani gençler. Yaptıklarından utanmış vaziyette geriye döndü kimi. Kimi içindeki değişimi gizlemek zorunda kaldı. Kimi bile bile esir olacağı manevrayı yaptı. 5.Army bu değişimi başlatan otonom kararı almıştı. 3.yıl sonunda direnişin savunmadan kısmi taarruzlara dönmesi sağlandı. Ana taarruz yapılmadan önceki son aylarda kaynakları neredeyse tükenmekte olan 2.Army, artık yüzeye yer yer çıkabilmiş 5.Army direniş alayları tarafından ziyaret edilebilmişti. Bunu duyan kuzey savaş hattındaki süfyani alayları yaşayacakları kaybın farkına vardı. Ama bu farkındalığı süfyanilerin ana topraklarındaki yedek birimler hissetmeyecekti. Onlar verilen holovizyon görüntülerinde hala savaşın ilk yıllarında yaşanan zaferleri anıyordu. Alınan kararla ne 5.Army ne de 2.Army’iden geriye kalanlar güneye taarruz yapmadı. Doğu-Batı hattında tuzak, baskın ve direniş noktası mantığı ile bulundular. Hazar denizindeki gediği kapatamadılar ama geçişlerde kayıplar yaşattılar. Batıdan kuzeye yönelen süfyani birimleri ise sağsalim en kuzey hatta çıkabiliyordu. Artık süfyanilerin kuzeye çıkış hattı batıya kaymıştı. 5.Army mücadeleyi doğudan batıya kaydırmayı başarmıştı. 4.Army son yılda eskisi gibi kayıp vermekten kurtulmuş ve rahat nefes almıştı.
6.Army: Hokoido
Japan/Pasifik: TAARRUZ (Kayıp oranı: %70)
Orduların en tuhafı. Savaşın son aylarına kadar hiç kayıp vermeden izlediler. İyice eğitildiler. Holovizyon kayıtlarından süfyanilerin hatalarını gözlediler. Alternatif planlar yaptılar. Sadece taarruza odaklandılar. WembArmy’nin taktik konumlanması gereği 6.Army otonom dışı bırakılmıştı. Verilecek emri bekliyordu. Sürekli tatbikat modunda tutuluyor ve turuncu üniforma düzeyinde manevralar yapıyorlardı. Kırmızı üniformaya kavuşamadıklarından ısrarla taarruza salınma emrini bekler olmuşlardı. Aynı üniformayı giydikleri kardeş gördükleri gençlerin ağır kayıplar vermesini gözlemlemek onları üzüyordu. Süfyanilerin iyice kuzeye yönelmeleri ve ana hatlarından uzak düşmeleri sağlandığında ve zaman artık uygun saldırıyı işaret ettiğinde onlar Doğrudan 3Merkez Komutanlığından gelen emirle taarruz moduna geçeceklerdi. Pasifiğin güneyinden olası bir süfyani baskını karşısında gözlemci statüsü ile ön hat kuran bazı 6.Army birimleri gizliden gizliye taarruz yolunu düzenliyordu. Farklı olasıkla hız esasına dayanan ve geniş bir ilerleme düzeneğini kuran yapıyı oluşturdular. Güneyde Tayvan tam destekle yolu açtı. Filipinler içinde barınan süfyani zihniyetli sivil isyancılara rağmen doğusundan ve batısından iki yol açtı. Sumatra adasına kadar olan deniz üstü hatlarda olası tuzak ve engelleme böylece baştan engellendi. Süfyani ana üssü bu yolu kullanarak taarruz edebilecek bir orduyu tahmin ediyordu. Bu nedenle kendi yakın deniz noktalarına toplu kıyım yapan ana silahlarını dizmişti. Hindistanın güneyindeki ada zincirlerinde ve ileri hat olarak Sumatra adasının hemen kuzeybatısındaki deniz üstü birimlerinde ön engelleme çalışması yapmıştı. Doğu Hindistanda bulunan süfyani birimler 6.Army’nin önündeki ilk engeldi. Onlar kendilerini arkadan sarabilecek esneklikte tutulmuşlardı. Karadan hint ve çin unsurlar tarafından çevrelenen bu süfyani ordu yerleşkesinin tek hedefi deniz yolundan gelecek taarruzu arkadan kuşatmaktı. Bunun için WembArmy taktik bir değişime gidecek ve gizli tutulan 7.Army devreye girecekti. 6.Army taarruza geçmeden hemen önce toprağın altından biten ağaçlar gibi 7.Army hafif silahları ile ortaya çıktı. Açık hedef olma pahasına kuşatma amaçlı tutulan süfyani birimlerini üzerine çekti. 6.Army yerinden ayrılan süfyani alaylarının üzerinden geçecek ve Hindistanın güneyinde bulunan zincir ada hattına kadar ağır kayıp vermeden ilerleyecekti. Bu hattan sonrasında ise Süfyani birimlerde bulunmayan teknolojik yenilikler devreye girecekti. O aşamaya kadar kesinlikle kullanılmayan bu yeni araç ve teknikler süfyanilere şaşkınlık verecekti. Mekanda güvenle atlama sağlayan bu sistemle 6.Army alayları toplu olarak menzil içindeki arap çöllerine kıyıdan atlayacaktı. 6.Army ana hedef toprakların üzerine geldiğinde ise öncesi ön taarruzu yapmış gizli birlik ezme hareketine girişmişti. Bu gizli birlik üzerinde hiçbir ordunun logosunu taşımamıştır. Kayıt dışı tutulan bu birlik doğrudan WalHalla 4Merkez ordusuna bağlı ve dünya üzerinde gizli bir yerde tutulmuş askerlerden oluşuyordu. Sadece bir öncüsü erkek, diğerleri ise Amazon Elit (S.A.F.) olan dişilerdi. 6.Army bu birliğin hemen sonrasında süfyani yarımadasına denizden girdi. Bütün ağırlıkları kuzeye yönelmiş süfyani ordusu, kibirle saldırıyı başta küçümsedi. İntihar saldırısı olarak algıladı. Orta uzaklıktaki süfyani birimlerinden destek istemeye bile yeltenmeden kibirle ezmeye çalıştı 6.Army öncülerini. Onları cılız buldu. Büyük bir bölümünü imha etti ama arkadan gelen ek 6.Army araçları tarafından ezildiler. Çünkü korunaklı savunma hatlarından ileriye kibirle çıkmış ve güvencelerini bırakmışlardı. Onların böylesi ezilmelerini gören geri süfyani birimler korktu. 6.Army, gizli birliğin hemen arkasına kadar yaklaştı ve SAF halde süfyani ana üssünü kuşattı. Kuşatma karşısında Süfyani üstsubayları hicaz bölgesine kaçtı. Terk edilmiş süfyani muhafız alayları anlamsız bir saldırıya kalkıştı en başta. 6.Army onlara acımadı. Yüzmilyonlarca süfyani askeri bu süreçte 6.Army tarafından araçları ile imha edildi. Merkezde tutulmuş ağırlıklarını kaybettiklerini gören kuzeydeki süfyani birimleri umutlarını bu haberle yitirdi. Toplu olarak teslim olmalar başladı. 6.Army verdiği kayıpların misli mislini süfyanilere verdirmişti. Enfal Suresi yaşanmıştı. 6.Army’nin hicaz bölgesine akını başlamıştı. Çünkü süfyani ana üssü düşmüştü. Afrikanın yakın kuzey hatlarına kaçan süfyani araçları ise ısrarlı takibe alınacaktı. Arkalarında bir gedik olduğunu gören ve 1.Army koruma alanına yerleşmiş süfyani birimleri ise direniş amacı ile sivilleri yanına alacaktı. Özellikle İstanbul ve bazı Anadolu şehirleri, Hicaz saldırısını kınayacak ve gelmekte olan WembArmy kuvvetlerini suçlayacaktı. Süfyani zihniyetin son direniş noktası olan İstanbul’u düşürecek olan ise 13.Army‘nin kurulması idi. Yuşa ortaya çıkacaktı.
7.Army: BandAceh
Malez: SAVUNMA+TAARRUZ (Kayıp oranı: %70)
Gizli tutulmuş ordu. Varlığından WembArmy mensupları bire haberdar değildi. 7.Army mensupları da savaşın son yılında haber aldılar ve hızlı bir ön eğitimle, basit donanım ile üniforma giydiler. Sumatra adasının dağlık iç arazilerinde kurulmuş gizli tüneller ile uzak noktalara bağlanmışlar. Böylece askeri malzeme desteği sağlanmış. 6.Army’nin tünel kullanarak gelmesi istenmemiş. 7.Army üniformasını giyenlerin tamami o bölgedeki yerleşik gençler. Kendi istekleri ile ölüm pahasına WembArmy bünyesine alınmışlar. Onlara bu teklif geldiğinde istekle dağlık iç tünellere yönelmişler ve eğitime alınmışlar. Ortadan kaybolan gençleri gören ortayaş üstü liderler ise durumu örtmüşler. Süfyani bilgi ağı bölgedeki garip gelişmeleri rapor etse de işin iç yüzüne inanmamışlar. Kaybolan gençlerin kuzeye yönelerek gittiklerini düşünmüşler. O süreçte dünya dışına kaçan savaş alanı insanları olduğu için kaybolup gitmeler gören gözlerde kabullenir olmuş. 7.Army ağır silahları olmayan bireysel mücadeleye dayalı sıra dışı bir orduydu. Süfyani birimlerini üzerlerine çekmek için önce Sumatra adasındaki tüm tarafsız askeri noktaları ele aldılar. Bunu duyan süfyani birimler korunaklarından çıktı ve adaya yöneldi. Oluşan milis kuvveti kolayca ezeceklerini sandılar. Oysa onların korunaklarından çıkmaları ile 6.Army’nin yola çıkmaları aynı döneme denk getirilmişti. 7.Army gelen emirle dağiçinden çıkmış ve adanın kıyı yerleşkelerine yönelmişti. Kullanılan kitle imha silahına rağmen 7.Army görünmeyen bir yapı ile kendisinden kat kat güçlü süfyani birimlerine kafa tutuyordu. Kibirle yola çıkan süfyanilerin öncüleri adaya ulaştığında kıyıların terk edilmiş olduğunu gördüler. Daha içlere yönelmeye cesaret eden bazı birimler tuzağa yakalanarak imha edilmişti. Bunu duyan ana süfyani alayları aynı yolu kullanarak dağlara yönelecekti. Ancak 6.Army deniz yoluyla yaptığı baskında süfyanilerin ana birimleri kıyıya ulaşamadan ezme hareketine girişecekti. Küçümsenen 7.Army kayıplarını ada üzerinde vermişti. Deniz üzerinden karaya çıkan süfyani alayları içlere çekmişler ve tuzaklarında imha etmişlerdi. Dağiçlerine kadar sızan az sayıdaki süfyani alayı gelen haberle sarsılmışlardı. Tüm doğu Hindistan süfyani birimleri imha edilmişti. Geriye kalan kendileri idi. Öfkeye kapılan üstsubayları geriye dönmektense ölmeyi tercih etti. Böyle kaybetmiş olmanın getirdiği kontrolsüz düşünce ile ard arda hatalar yaptılar. Cılız 7.Army karşısında yaşadıkları yenilgiye kahroldular. 7.Army cılız hali ile ağır kayıplar vermiş ve verdirmişti. Onmilyonlarca süfyani askeri, yapılan taktik hata ile ölmüşlerdi. Taktik üstünlük WembArmy eline geçmişti. Artık 6.Army’i arkadan kuşatacak bir güç yoktu. 7.Army adayı hiç terk etmedi. Bu gençler milis bir ordunun nasıl bu kadar hızlı ve etkin kullanılabildiğini dünyayı gözleyenlere göstermişti. 7.Army, tehlikeye atılarak doğu Hindistan süfyani korunaklarına saldırmamıştı. Orada bekleşen artçı süfyani alaylar ise korkuyu yaşamışlardı. Kibir yaşayanların kaybedildiği bir savaş sonrasında yerlerine çakılmışlardı. Onların korkuları mücadele güçlerini ellerinden aldı. Savaşın sonunda hiç direniş göstermeden teslim olacak hale geldiler. Onları teslim alacak olan ise 7.Army’nin cılız görünen alaylarıydı. Ellerine verilmiş tek kişilik araçlarla ortalıkta dolanmışlar ve zamanında kibirle bekleşmiş süfyanileri korunaklarından esir almışlardı. 7.Army, tüm Pasifik gönüllü gençlerini içermişti. Savaş sonrasında milis zihniyetleri korunmuştu. Tüm Pasifik adalarında WalHalla yönetimine bağlı bu ordunun uzantıları yer almıştı. 7.Army özerk yapısını almış ve içinde sadece o bölgenin gençleri bulundurulmuştu. Ordu logosu olarak anahtarı kullanmışlardır. Kapıya en yakın yerde anahtar moduyla tutulmuşlardır.
8.Army: Baykal
UnderGround/SpaceLand: SAVUNMA HATTI (Kayıp oranı:%70)
4.Army’nin tuttuğu hattın daha kuzeyinde bulundular. Merkom’un bulunduğu Baykal gölünü kuzeybatı sahasından korumaya aldılar. 4.Army dağlık sınırları korurken, 8.Army daha kuzeyden manevra ile gelebilecek süfyani akınlarını kesmeye yöneldi. Bünyesinde tuttuğu özel birlikler vardı. Dünya dışında görevli SpaceArmy’nin sadece bu savaş için dünyaya inmiş ve 8.Army adını almış ordusu, savunma amaçlı konumlanmıştı. Ayrıca savaşın son vuruşunu yapacak olan ana taarruzu dolaylı olarak bu ordu içindeki özel birimler koordine edecekti. Ortalıkta pek görünmeyen 8.Army insan unsurunu geride tutarak robot ve humanoid ağırlıklı çalışacaktı. Süfyanilerin kuzeydoğunun kuzeydoğusuna yönelmelerini engellemek için sıkı bir taktik savaş yürüteceklerdi. Önlerindeki kuzey boşluğuna ganimet hayali ile dalan süfyani alaylar, boşaltımış yüzeyüstü şehirlerde tuzaklanacaktı. Artık süfyaniler kuzeye çıktıkça aldıkları ganimetin bedeli olarak daha fazla can kaybı yaşayacaklardı. Kuzey denizine varmaları istenmeyen süfyani alayların kalbinden hançerlenmesini 8.Army’nin gezici baskın alayları sağlamıştı. Doğudan batıya uçan özel araçları ile yüzeyin hemen üzerinde akıyorlardı. Kuzeyin yeraltındaki direniş noktalarına da Merkom kaynaklı destek taşıyorlardı. 8.Army logosu taşıyan akıncıların bu tehlikeli alanlarda cesaretle uçmaları karşısında süfyanilerin ilerleyişi yavaşlatılmıştı. 3.Army’nin imhası ile kuzeye açılan süfyaniler SlavArmy birimlerini de kısmen ezerek daha kuzeye çıkabilmişler ve anlamsız bir kibir/cesaret gösterisi ile kontrolsüz girişler yapmışlardı. Savaşın ilk yıllarında yaşadıkları ganimet sevincini kaybettirecek tuzaklar ile yıldırılacaklardı. Ellerine aldıkları ganimetlerin sanki canlanarak onlarla savaştıklarını göreceklerdi. Hareket eden her şeyden korkacaklar ve savaştan sonra sağ kalan bazı süfyani askerleri tedaviye rağmen eski düşünsel sağlıklarına kavuşmakta zorlanacaklardı. Sürüklendikleri kuzey topraklarında yenilgiye yaklaşanların kimileri anlamsızca ölümüne savaşmaya devam ederken kimileri teslim olacaktı. Hattı bazı süfyani araçların savaşın son yılında kendi istekleri ile bireysel teslim olmalarını görecekti 8.Army akıncıları. Savunma hattı olmalarına rağmen akıncı anlayışı ile süfyanilerin arkasına sızabileceklerdi. 4.Army’nin yaşadığı gedik faciasını ise yaşamayacaklardı. Sağlam tutundukları ve dünya dışı kaynaklı oldukları için farklı bir anlayışla savaşıyorlardı. Astro etkiden sıyrılmışlardı. Zaman zaman umudu yitiren bazı WembArmy mensuplarına inat ısrarla tutunuyorlardı. Baykal gölü altında bulunan 1Merkez komutanlığı ise 4.Army korumasında olduğu halde 8.Army’i kendi kuvvetleri ile destekleme kararı almıştı. 2Merkez komutanlığı kendi alayları ile sıcak savaşı yaşarken, 1Merkez komutanlığı yukarıdan gelen emirle ancak 4.Army’nin düşmesi ve Baykal gölünün kuşatılması halinde sıcak savaşa dahil olacaktı. Kuvvetlerinin onda birini 8.Army emrine vererek otonom özgürlüklerini kullanmışlardı. Bu kararı almada 5.Army’nin tamamen orta asya ya akması etkili olmuştu. 8.Army’nin 4.Army kadar ağır kayıplar vermesinde akıncı unsurunu kullanması etkin olmuştu. Ancak verilen kayıplardan kat kat fazlası süfyanilere verdirilmişti. Kuzeye gönderilen her süfyani alayı, eskisi kadar ganimet sevinci yaşamıyordu. Yaralanarak geriye dönen süfyani askerlerin anlattıkları ile ana topraklarda yaşayan siviller, savaşın kaybedilme ihtimalini düşünmeye başlamışlardı. Süfyani ana üssünde, yarımadanın artık güvencede olmayabileceği söylenir olmuştu. 8.Army’nin bir süfyani alayını kısa sürede tam olarak imha ettiği haberini aldıklarında daha fazla süfyani alayının kuzeye gönderilmesi kararı çıkmıştı. Böylece ısrarla yedek tutan süfyani lider, üstsubayların istekleri karşısında teslim olmuştu. Bu hatası onu canından edecekti. Ana yarımadada yedek tutulan muhafız alayların sayısı giderek azalıyordu. Kontrol altında tutulan toprakların genişliği karşısında asker sayısı yetersiz kalmaya başlamıştı. Üstelik 8.Army akın yoluyla baskın yaptıktan hemen sonra kendi savunma hattına dönüyordu. Boşalan alana ise taze süfyani alayları gelmek zorunda kalıyordu. Bilmedikleri bu uç hatlarda ancak birkaç ay sağ kalacaklarını da iyi biliyorlardı. Kuzey hattının doğu ucu, 8.Army’nin taktik duruşu ile süfyani ilerleyişini durdurmuştu. Doğu ucundakiler kuzey denizini göremediler. Kokusunu aldılar ama kendi gözleri ile göremeyecek kadar yıldırılmışlardı. Kolay zaferlerin sonrasında gelen çetin savunma ve yıldırma karşısında şehir korunaklarına sığınmışlardı. Güneyden gelen saldırı emirlerini ise isteksiz uygulama yoluna gitmişlerdi. Gönderdikleri her alayın ağır kayıpla geriye püskürtülmesi onları zaferin uzak olduğu düşüncesine itti. Bu düşünceyi güneye ilettiklerinde azar işittiler. Kuzey hattının Batı ucunda ilerleyen süfyanilere göre daha az çatışmaya girdikleri halde korkuları 8.Army baskınları nedeniyle daha fazla olmuştu. Savaş bittiğinde hiç tereddüt etmeden teslim olmaya yönelmişlerdi. Çünkü güneye çekilmeleri halinde 8.Army’nin onları amansız takip edeceğini iyi biliyorlardı. 8.Army savunma hattına yarma hareketi için gönderilen nice süfyani alayı ise hiç sağ bırakılmadan yok ediliyordu. 4.Army savunma hattında bulunan süfyanilerin zamanla savunmaya karşılık vermesi gibi 8.Army’e karşı savunma hattı kuramıyorlardı. Bir ordunun hem savunma hattı kurması hem de ağır kayıp verme pahasına akın düzenlemesini anlayamıyorlardı. Gerçekte 8.Army kayıplarının büyük bir bölümünü savunma hattı üzerinden ileriye akın düzenlerken vermişti. Tamamen boşalmış kuzey şehirlerine doluşan süfyani karargahları ek destek isteklerini ilettikleri güneyin üstsubaylarına yaşadıkları durumu kabul ettirememişlerdi. Bu durumu yaşayan süfyaniler, birkaç yıl önce orta asyayı katliamla ezen ve 3.Army’i kademe kademe yok eden alayların uzantısıydı. Yaptıkları sivil katliamın sonucunda kendilerini bekleyen akibeti hissetikçe korkuları artıyordu. 8.Army savaş süresince çok az sayıda esir aldı. Teslim olmak isteyen süfyani alaylarını ise 9.Army’e bırakıyordu. 8.Army, esir almayı zaman kaybı olarak görüyordu. Sivilleri katledenlere karşı çok çetin savaştılar. Aynı zamanda süfyani ana yarımadasına yapılacak ana taarruzunda bulunan MerKom gizli birimlerini yaptıkları akınlar ile cesaret vereceklerdi. Akından dönen kimi 8.Army mensubu subayların/askerlerin özellikle MerKom üzerindeki göl yüzeyi toplantı alanlarında ana taarruz subaylarına yaşadıklarını anlatması etkili bir yöntem olacaktı. Zamanda kısa atlama yapmak veya Mekanda koordinat değiştirmek çok avantajlı ancak çok tehlikeli bir yöntemdi. Bunu ellerinde bulunduran WembArmy, savaşın son yılına kadar bu gücünü kullanmadı. Söylentileri umursamadan normal savaş kurallarını uyguladı. Klasik savaşın dışına çıkan ana taarruz taktiği ise kesin zafer için gizlilikle kademelendirildi. Önce sayı olarak üstün görünen süfyani güçlerin yıpranması, zafer kazandıklarını zannetmeleri ve sonrasında ağır kayıplar yaşamaları istendi. WalHalla içindeki 4MerKom ise savaşı atmosfer dışından dikkatle analiz etti. Yapılan hatalı savunmaları ve mini taarruzları bağlı olunan Army’lere bildirdi. Savaş her ordu bünyesinde uzaktan yönetildi. Ama otonomi hakkı alan ordular süfyanilerin karşı taktik geliştirmesini önlemişti. 1.Army dışında otonomi kararları WembArmy’e ağır zarar vermemişti. 8.Army’nin akıncı sistemi ise otonomi ile alınmış. Savunma amaçlı bir ordunun gerektiğinde mini taarruzlar yapması gerektiği mantığı güdülmüş.