Pages

20120705

9 Hbryd

(Üretim/Görev yeri: Nova Zambiya, Adı: Koltika) Nik: Hopinead

Kuzeyin soğuk buz ülkesinde doğmuş bir kısır dişi. Adı Koltika. Benzerdaşları arasında bu isimle anılır. Ama ordu üniformasını giymesi ile verilen yeni ismi Hopinead oldu. Tüm askeri görevli Hbrydlerin isim sonuna “ead” son eki getirildi. Kuralları çok önceden koymuş oldularından isim belirlemede etkin olamayan hbrydler razı oluyor. Üzen bir isim elbet verilmiyor. Koltika, kuzeyin iri bir adasında, kayaların altında, derin bir gizlilikte üretildi. İyi beslendi. Bedeni güçlendirildi. Gerektiğinde uzaya çıkabilecek güçte birikimle donatıldı. Askeri üniforma giymesi istenen hbrydlerin sivil görevdeki daha küçük ırkdaşlarına oranla daha etkin bir karar gücüne sahip olması istendi. Bu nedenle keskin hayvan geni taşımadılar. İnsan genleri ise karmaşık bir süreçle, WalHalla Hbryd Üretim Birimi onayla başladı. Koltika, zigot düzeyinde WalHalla içinde üretildi ve sonradan bu askeri yer altı üssüne taşındı. Buradaki yapay bir kapsülde asker olmak üzere üretime alındı. Üretim kelimesi ile soğuk bir esinti almasın gönlünüz. Biz normal insanları da analarımız rahimlerinde üretime alırlar. Beslendikleri ile beslerler bizi. Hbrydler özenle beslendi. Yapay modüllerde çoğu insana nasip olmayan ek aparatlarla değerleri arttı. Savunma amaçlı üretimde olduklarından öldürücü zihniyete bürünmediler. Dost canlısı ve barış yanlısı bir ordunun yine aynı fikirlerle donanmış hbrydleri olacaklar. Koltika, genlerini bağışlayan kuzey insanlarına emanet edildi. Çocukluğu boyunca savunmasız kalacağı pol yerleşkelerine ve sivil alanlara gönderilmedi. Akademik eğitiminin bittiği ve askeri görev bilincine ulaştığı yirmili yaşlara kadar gizlendi. Koltika 1,83lük WalHalla benzerlerine oranla bir alt model sayıldı. Ait olduğu KonFed için gerektiğinde canını ortaya koyacak bir asker oldu. Oysa WalHalla içinde görev almak üzere yetiştirilen hbrydlerde bu özellik yoktu. Onlar tam barış modu için yaşarlardı. WalHalla asker hbrydleri ise ortak  WembArmy bilincini almışlardı. İnsanların birbirlerini ayrışarak öldürmelerini istemezlerdi. Koltika ise engelenememiş bir savaşın içinde kalması halinde ait olduğunu düşündüğü KonFedin ordusu için görev alacaktı. Sayıları çok sınırlı tutulmuştu. Çünkü Koltika ve benzerleri çok çok çok özenli amaçlar için yaşatılıyordu. Emekli olacakları ve ikinci veya üçüncü eş sıfatıyla bir erkeğin eşi olacağı son döneminde tatlı ve huzurlu bir yaşam isteyecekti. Güzel kokmayı isteyecekti. Suda başlayan yaşamı, suya doymuş toprağın altında ve en sonunda ışıltılarıyla yüzünü biraz kurutma pahasını alacağı yer üstünde devam edecekti. Üniforma yapısı ve Amazon sayılması dışında genelleme yapılacak bir yanı yok. Çok farklı bir yapılanma içinde. Sayılarındaki azlık nedeniyle bir araya gelemiyorlar. Kuzey Kutup sahasında pek çok insanın asker sıfatıyla dahi görev alamayacağı zorlukları aşacaktı. Onu çok çok soğuk ortamlara alışacak şekilde üretmişlerdi. Üstelik deniz suyu ile barışık olacaktı. Suya doymuş vücudu ile hiç çekinmeden suyun altında kalabilecekti. Saatlerce su altında nefes almadan kalma becerisini geliştirecekti. Bunu bedenini zorlayarak yapmayacaktı. Buna gerek yoktu. Kendisi için özel üretilmiş içli bir dış üniforma ile tam örtünecekti. Derinlerde tek başına gidebilecekti. Onu tek olarak görev almak üzere uzmanlaştırmışlardı. Koltika adını kendi hayallerinde kullandı ama verilen ordu nikini sadece görevi sırasında mecbur kaldığı saatlerde aldı. İçinde sivil bir Koltika vardı. Dışarıda ise görünen bir Hopinead idi. Onun genetik akrabaları yıllar sonra ortaya çıkacak ve uzaktan akraba edasıyla onu kucaklayacaktı. İçine eser miktarda hayvan geni katılmıştı. Bundan rahatsız olmamıştı. Kuzeye özgü bir üretim olmuştu. Çöl sıcaklarında yaşaması olanaksız sayıldı. Uzay soğuğuna bir ölçüye kadar dayanabilirdi ama güneşin yakıcı sıcağı karşısında suya doymuş dış yüzeyi aşırı hassaslaşmıştı. Derisinin rengi pembenin en açık tonuna gelmişti. Neredeyse beyaza yakın bir pembe cildi ile hoş bir gülümseme almıştı. Kurbağa genetik katkısında yüze yansıma oranı azaltılmıştı. Artık kuzeyin hbrydleri yüz bölgesi yönüyle sabit tebessümde bir ifade almışlardı. Penguenin her an gülümsemeye hazır bir ifadesi ile ıslaklığını kaybetmek istemeyen bir yanak görüntüsü işlenmişti. Onu ilk gören bir insanın şaşırmaması isteniyordu. Bu nedenle bu tür üretim hbrydler sivil yerleşimlerde çok ender görünürdü. Sivil kıyafet giydiklerinde ve erkek eşleri ile el ele tutuştukları o çok özel saatlerde yakınlardan geçen normal çiftlerin ilgisini çekiyordu. Çekici bir gözü vardı. Normal insan dişileri onun gözlerini hep kıskandı. Koltika ise normal insan dişilerinin ince bellerini kıskanacaktı. Estetik dengedeki bel ve baldır arasındaki kavisli hattı gördükçe aynada kendine bakacak ve aynısından isteyecekti. Bu isteği karşısında normal insan dişileri de hbrydlerin güzel gözlerindeki çarpıcı bakışı yumuşak kavisli hatları ile isteyeceklerdi. Hbrydler ilk üretim yıllarında nasıl acayip algılandıysa sonraki yıllarda yapılan iyileşmelerle o kadar ilgi çekmeye başlamıştı. İnsan dişileri ile hbrydler arasındaki görüntü farkı giderek azalacaktı. Düzenin tam oturduğu yıllarda ise artık kısa bir bakış atarak bir dişinin hbryd mi yoksa insan dişisi mi olduğunu anlamak zorlaşacaktı. Koltika bu sürecin orta gerisinde üretilmiş olduğundan belirgin farkları yaşıyordu. Görev aldığı ince uzun adanın alt derinliklerinde denize açılan özel tünellerinden çıkarak uzaklara giderdi. Kendisine özel üretim robotlar eşlik ederdi. Eşini haftada en az bir gün görme hakkı olduğundan bu özlemi uzaklara gittiğinde hayal gücü ile dindirmeye çalışırdı. Fazla ilgi isteyen iç gönül dünyasına yine aynı romantik düzeyi arayan sıra dışı bir sivil erkek karşılık verecekti. Onun görev aldığı askeri adanın güneyinde kıyı pol yerleşkesinde yaşıyor olduğunu bilecekti. Haftada bir gün, askerlerin sivil eşleri ile buluştuğu ara bölgede buluşacaklardı. Eşi, onu gerçek bir dişi gibi görecek ve onun aslında bir insan ruhu taşıdığı gerçeğini hiç unutmayacaktı. Aynı erkeği paylaştığı diğer dişiler ise kıskanma duygusunun yerini sevgiyi paylaşmaya bırakmışlardı. Koltika’nın zor görevlere çıktığı günlerde endişe duyacak kadar paylaşıma açık olacaklardı. Kadınların sivri yönleri yumuşamıştı. Bunu iyi bir eğitim sistemi sağlamıştı. Eskisi kadar üşütmeyen kuzeyin soğuk topraklarında özgürlük ve insanca yaşamanın kuralları birbiri ile tam örtüşebilmişti. Güneye göre daha özgür, daha iç içe ve daha korunaklı bir yaşam gelişmişti. Nova Zambiya’nın ne pahasına olursa olsun korunması gerektiği havası estiriliyordu. Kehanet edilmiş güney saldırısı gerçekleştiğinde ağızları köpüren düşman askerleri bu adayı ancak uzaktan görebilecekti. Ama bu kehanet zarar görülmeyeceği anlamına gelmeyecek. Korunaklar yerin altına alındı. Koltika, Hopinead adını aldığı her dönemde bu olasılığa hazır tutulacaktı. Normal bir Amazon’un yapmayı göze alamayacağı bir görevi vardı. Çok derinlere inebiliyor ve hızla bağlantı sağlayabiliyordu. Yeşilden kopamayan Amazonların tersine Hopinead beyazdan ve deniz altındaki güzellikten kopamıyordu. Karanlık görünen sularda kendine aydınlattı enerjisi ile tek başına gidebiliyordu. (Kızıl uzun saçlarıyla suyun içinde elinde bir istiridye ile güzel yeşil gözleriyle hopinead aynı bir deniz kızını andırıyordu.) Onun gibi onlarca hbryd aynı kaderle seçilerek üretilmişler ve yaşatılmışlardı. Emekli olduklarında anıları ile barışık olarak adanın hemen güneyindeki kıyı yerleşkelerinde tutulacaklardı. Bu tutulma onların özgür tercihleriydi. Ne uzay ne de güney kısımlar onlara cazip gelmeyecekti. Avut adındaki yarı uzak kuzey yerleşkesindeki genetik akrabalarını ise ara ara ziyaret edebilecekti.