(Görev yeri: OrKom, Adı: Tumer) Nik: OweR
WalHalla çıkışlı olmak dünya üzerinde üniformasını giymiş bir german için ayrıcalık yaratıyor görünebilir. Ama bu aynı zamanda büyük bir yük de veriyor o gence. UT rütbesi ile subaylığa geçmiş bir German, Yeşillendirilmiş Gobi Çölünün kuzeyinde konumlu OrKom’da görevli sayıldı. MerKom’da sivil yaşantısını sürdürdü. Ama üniformayı üzerine aldığında ait olduğu OrKom’a aktı. Havadan her gidişinde altındaki yeşilliği seyrederdi. Gobi Çölünün artık Çöl adıyla anılmadığı bir zamandan bahsediyoruz. Sivil yerleşkelerden uzak durdu. Boş zamanlarında çok ender beldelere ve pol merkezlerine giriyordu. İyi bir gözlemci ondaki yaratılış farkını anlayacaktı. Bedeni yapısı ve bakışlarındaki fark ile hissedilecekti. Bundan rahatsız olan biriydi. OweR adını aldıktan sonra doğum adını kullanmaz olmuştu. Yaşadığı çağa göre sosyal paylaşımda olsa da içe kapanık bir görüntü çiziyordu. Geç evlendi. Gelen tekliflerini hep düşündü. Hiç hayır demedi. Ama evet bekleyenlerin sayısı sürekli artıyordu. Sonunda otuzlu yaşlarında gerçekten etkileyen bir kızla evlendi. Evliliği siville yapınca kural devreye girmişti. MerKom içinde sivil bir göreve alındı. Uzmanlık alanında yenilikler getirdi. OrKom görevinde ise savaş zamanını yaşadı. Ekibinden kayıplar oldu. Yeni göreve gelmiş bir WalKüre’nin yakınında vuruluşunu seyretmek zorunda kaldı. İlk hedef olma tehlikesini yaşadı. Korumaya çalıştıkları Fed yerleşkelerinden yapılan atışlarda can kaybı oldu. Bunu anlayamayacaklarını önceden öğretmişlerdi. Zalim olmadan savaş sürecini aştı. Öldürdüğü kaçkınlar ve isyan liderleri oldu. Ama bundan ötürü pişman olmadı. Ya da hata yaptığını düşünmedi. Şimdi huzur içinde. Daha ölmedi. Hala yaşıyor. Yeraltında. Sivil görevde. Eğitimci değil. Eğitim programlarını denetleme sürecinde. OweR, anne-babasını hiç bırakmadı. Boş günlerinde onlara uçardı. Uçuşları sivil yapardı. Akrabaları onun German olduğunu bilmezdi. Bunu başarı ile gizlemişti. Anne/baba iyi sır tutmuşlardı. Çekik gözleri yumuşatılmış bir neslin Uzakdoğuluya benzemeyen bir evladı olmuştu. Artık insanlar merkez insan görünümüne yaklaşıyordu. Bir siyahi veya bir Asyalı eskisi gibi değildi. Beyaz ırk, beyaz ırk gibi görünmüyordu artık. Daha önce hiç görünmeyen bir güzellik belirmişti. Genlerdeki iyileşme ırkları merkeze kaydırmıştı. Buna “Nuh Dönüşümü” adıyla andılar. Saçların doğuştan beyaz olması, dişlerin hiç dökülmemesi, uzun ve kuvvetli beden, az uyku ile dinlenme özelliği gibi dönüşümler çok faydalı olmuştu. OweR, bütün bunların tamamını zigot aşamasından itibaren almış ve insanlığın ulaştığı en iyi gen özelliklerini taşımıştı. Bu özelliğini kötülüğe kullanmaması için hep denetimde tutuldu. Bu da işin üzücü yanı sayıldı. Bir WalKüre veya bir German asla tam özgür sayılmaz. Emekli sayıldıklarında dahi gizli askeri kimliklerini korurlar. Gözetim altında kalırlar. Kontrol dışı uzay yerleşimlerine gitmelerine izin verilmez. OweR zaten dünyayı hiç bırakmayacak. Anne-babanın hibe edişine aykırı olarak evlatlarını hibeden uzak tutacaktı. Bunu eşi istemişti. Çocuklardan uzak kalmaya dayanamayacak bir yapısı vardı. German içinden istese de bu engeli aşmadı. Eşinin mutluluğu için fedakar oldu.